Bugün neler yapabildik sorusunu hiç kendinize sordunuz mu? sizin sahip olduğunuz fakat başkalarının elinde olmayan şeyler için şükrettin mi? Desem de kendi kendimizi aldatmaktan öteye gitmiyor.
Dünyaya geldiğine güzel bir hayat yaşayıp ve yaşatmak için biz bunları yapabildik mi hayır. Tabi ki şükrettik doğduğumuza bu dünyanın nimetlerinden faydalandığımız ve neslimizin devam etmesine katkı da bulunduğumuz için, fakat zaman zaman da etrafınızdaki insanları kırdığınız için ben yine hata yaptım kalp kırdım keşke yapmasaydım dediğiniz olmadım mı tabi ki oldu ama bunun da tek taraflı olmadığını yaşadığımız da gördük pekte önemsemedik.
Yapılan birçok psikolojik araştırma mutsuz olma sebebimizin, başkalarından bizi mutlu etmelerini beklememiz olduğunu gösteriyor. Sevilmek, ilgi görmek, saygınlık kazandığınız için kendinizi hatırı sayılır ve sözü geçen biri olma hevesi içinde olmayı çok istememizden değil mi?
Bakalım özgürmüyüz hiç kısıtlanan yönlerimiz yok mu başkalarının hayatımıza müdahale ettiğini düşündük mü, bu yaşantı bize yeter de artan dediğimizde hiçte yeterli olmadığını gördük.
Çalıştığımız dönem içinde hakkettiğimiz halde yöneticilerin taraf tutması sonucu hak etmediği halde makam ve mevkilere gelenleri gördükçe çok kırılmadık mı elbette kızdık ama yapacak bir şeyin olmadığını da gördük.
Hayat başlarına göre yaşamak için fazla kısa değil mi? İçinde bulunduğumuz toplumun belli başlı kurallarını hiçe sayıp kafamıza göre rüzgar nerden eserse o tarafa doğru yaşamak değil elbette anlatmaya çalıştığım. Ama kısacık ömrümüzü başkalarının gözünde mükemmel olmak için tüketmemiz de bizi fazlasıyla hırpalar, yorar.
Nedense hep bizi etrafımız sevsin ego ile özgüven arasındaki ince çizgiyi koruyarak seversek , önce kendimize değer verip ve etrafımıza da faydalı olmak için çabalarsak, oluşan pozitif enerji dışarıya da yansıyacak ve hiç çaba göstermeden istediğimiz ilgi ve değeri gördüğümüzü farkedeceğiz aslında.
Geçmişin üzüntüleri, geleceğin kaygısı, insanların hakkımızdaki yorumları…Bunları hayatımızın merkezi haline getirmemiz, bizi mutsuzluğa iten ve negatif bir insan haline getiren başlıca sebepler.
Gelecek için hedeflediklerinizin hırsa dönüşüp sizi gergin bir insan haline getirmesine izin vermeyin. Asla değiştiremeyeceğiniz geçmişinizin sürekli hafızanızda yer kaplamasına müsaade etmeyin.
Başkaları bizi beğensin düşüncesini içimizden atarak insanların gözünde mükemmel olmak için olmadığınız bir karaktere bürünmemize hiç gerek yoktur. Bakarsınız o zaman başarılı, saygıdeğer, sözü geçen, itibar edilen, ilgi gören ve en önemlisi de ‘mutlu olan’ bir insan olduğunuzu fark edeceksiniz.
