1. Haberler
  2. Güncel
  3. AZERBAYCAN BAKÜ-GENCE GEZİSİ İZLENİMLERİ-5

AZERBAYCAN BAKÜ-GENCE GEZİSİ İZLENİMLERİ-5

featured
service

Eğitimci yazar Nuri Gökçek’in Azerbaycan izlenimleri devam ediyor.

31.08.2024 Cumartesi gecesi Bakü Avtovağzal(otogar)’dan Gence’ye gitmek üzere otobüse bindik. Otogar’da bizdeki gibi kalabalık yoktu, iki otobüs yanımızda yolcu alıyordu; öyle bildiğimiz gibi bağır çağır da yoktu. Düşünün, otobüsümüzün kalkış saatini beklerken sessiz ve sakince oturduğumuz oturakta adeta dinleniyorduk. Gecenin geç saatinde yola koyulduk. Gece yolculuğunu özellikle tercih etmiştik; gündüz gözü hem Bakü’de hem de Gence’de daha çok yer gezip görebilmekti gayemiz. Ama ne yazık ki karanlık olduğu için yolculuğumuz sırasında etrafı göremiyorduk. Pazar günü sabahın alaca karanlığında Gence’nin epey dışında bir yerde indirildik. Etrafta bolca Murat124 benzeri (Lada) taksiler vardı. Bir taksiciyle gecenin o saatinde 3 manata (1 manat=20 TL) anlaştık. Yolda, adının Bahtiyar olduğunu öğrendiğimiz sürücümüz bizi 15-20 km. ötede şehrin merkezine getirdi. Yolculuk sırasında sorularımıza, davudi sesiyle verdiği “Ha…” “He…” şeklindeki samimi, içten yanıtları ve kendine özgü lisanına öyle ısındık ki Bahtiyarın telefon no.sunu almayı ihmal etmedik tabii. Saat: 05,30 sularında kalacağımız otelin önündeydik.

Otelimiz, Gence valilik binasının (İcra başçısı bina) tam karşısında Old City Hoteli’ydi. Görevlinin, bizdekilere benzer şekilde girişimizi bir gün öncesinden yapmaya kalkışması karşısında itiraz ettik ve odalarımızın hazırlanması için saat:10.00’a kadar beklemek zorunda kaldık. Bu süre içinde bize önerilen bir yerde halis ballı kaymaklı kahvaltımızı yaptık. Daha sonra, yakınında bir sokağın başında Behrem Emi’nin sıcak sohbeti eşliğinde bizim gibi sabahçı birkaç kişiyle tavşankanı çaylarımızı yudumluyorduk. Sohbetimiz sırasında Behrem Emi bize Göygöl Gölü’ne gitmemizi önerdi. Hatta (Bolt=halka yönelik ucuz tarife taksi) taksicilerden biriyle telefonla konuşarak bilgi de aldı. Bu çay sohbetimiz sırasında yoldaşım İlyas Alagöz’ün Azerbaycan Türkçesine ne kadar çok hâkim olduğunu gördüm. Öyle ki, buradakilerin bile kullanmadıkları Azeri lehçesini yerinde kullanışına şaşarak şahit oldum. O yüzden gezimiz sırasında bir iki yerde şakayla karışık bana, “Sen Türkiyeli Türk’e benziyirsen ama İlyas efendi öz Azerbaycanlı kimidir.” diyorlardı. Güneş iyice yükselmişti ki biz otelimize gitmek üzere kalktık.

Otelin bekleme salonundaki valizlerimizi alarak bize ayrılan odamıza yerleştik. Buradaki otel, Bakü’dekinden daha lükse benziyordu. Gecenin yorgunluğunu biraz olsun atmıştık, öğleni biraz geçe dışarı çıktık. Karşımızda, üzerinde bayrağın dalgalandığı dört katlı oyma taştan yapılı Valilik binası ve önündeki devasa bahçesinin bir kenarında Haydar Aliyev’in heykeli vardı. O sırada yanımıza Çorumlu bir hemşerimiz geldi. Konuşmamızdan bizim Türkiye’den geldiğimizi anlamış. Heykelin önünde fotoğraf çektirmek istediğimizde “Ben heykellere karşıyım, Türkiye’de de aynıyım.” Demez mi! Aklı sıra Atatürk’e gönderme yapan, Taliban mantıklı bu hemşerimizi İlyas öyle bir tersledi ki adam neye uğradığını şaşırdı ve yanımızdan uzaklaşarak gözden kayboldu.

Burada dikkatimizi çeken, her yerin tertemiz olmasıydı. Güneşli ve güzel bir gündü. Dört bir yanımızda yüksek olmayan eski yapı binalar, bunların içinde dükkânlar, lokantalar, bildik markaların alış veriş merkezleri, park ve bahçeler vardı. Otelimizin biraz yukarısında Azerbaycan İlimler Akademisi binasını ve binanın önünde tarihi kişilerin büstlerini gördük. Bunlar, Şah İsmail (1487-1521), Şeyh Bedreddin (1540-1621),Genceli Şair Nizami Gencevi(1141-1209),Hoca Nasreddin(1208-1284), Meşhedi Gencevi(1096-1160), Seyit Bahaddin (1510-1621) ve ismini okuyamadığım iki kişiye ait büstlerdi. Biraz daha yukarı doğru yürüdüğümüzde tüm görkemiyle karşımıza Azerbaycan’ın ilk Milli Meclis binası çıktı. Bina, Han Bağı’nın hemen yanı başındaydı. Önünde 7-8 kişilik bir kalabalık vardı. Türkiye’den buraya gezmek için geldiğimizi söylediğimizde bize yakınlık gösterdiler. Yetkili olduğu anlaşılan biri bize binanın tarihsel geçmişiyle ilgili bilgi verdi. Bu bina, 1918 yılında Gence’nin ilk başkent olduğu zamanki Hükümet Binası imiş.

Öğle yemeği için buraya özgü yemeklerin yapıldığı bir lokantayı soruşturarak bulduk. Gideceğimiz yer meğer Şair Nizami Gencevi Parkı’nın içerisindeymiş. Parkın içerisinde çok sayıda başka heykel ve tarihi gravürler de vardı ve her biri kendi dönemlerini yansıtıyordu. Bunları dakikalarca seyrettik. Gerçi Gence’de Bakü’deki kadar tarihi yapılara pek rastlayamazsınız, çünkü Gence, tarihler boyunca hep istilalar görmüş bir kenttir. Bu işgaller yüzünden şehir defalarca yakılıp yıkılmıştır. Ama bu park, yüzlerce yıllık tarihini tüm görkemiyle günümüze kadar getirebilmişti.

Yemek yerken dikkatimizi, caddenin karşı tarafındaki binanın kapısına asılmış bir afiş çekti. Meğer bugün (01.09.2024) Azerbaycan’da genel milletvekili seçimleri yapılacakmış. İkimiz de hayretler içinde kaldık. Türkiye’de değil genel seçimler, yerel seçimlerde gördüğümüz çalışma ve çabaların, seçim faaliyetlerinin, yaşanan karmaşa ve kaosun binde biri dahi yoktu burada. Tek bir kişinin seçimle ilgili ne bir sözünü ne de çalışmasını göremiyorduk. Halkın bu ilgisizliğini nasıl yorumlarsınız? Merakımızı yenemedik ve sorduk: “Kardeşim, bugün bu kentte seçim var; sizlerin hiç birinizde bir kıpırdanma, bir faaliyet yok; Türkiye’de bugün için aylar öncesinden seçim faaliyetleri başlar, siz niye bu kadar ilgisizsiniz.” Diye sorduk. Yanıt iki sözcükleydi: “Sonucu bellidir!” Yani kimin seçileceğine biz karar vermiyoruz demekti bu.

Gördüğümüz manzara; Halkın tam bir depolitizasyonuydu. Evet, burada, seçimler bizdeki gibi pazarlık usulü yapılmıyordu. Birilerinin seçimleri rantiye (getirim) aracı, köşeyi dönme aracı, ömür boyu devletin tüm olanaklarından yararlanma fırsatçılığı değildi. Bizdeki gibi milletvekilleri vatandaşın sırtında kambur değildi. Ama burada halkın politikaya bu kadar uzak kalması, ilgisizliği vatandaşın politikacılara güvenmediğini, siyasetten umudunu kestiğini gösterir. Azerbaycan’ın her kademeden yöneticileri bu konuda öz eleştiri vererek kendilerini ve yönetimlerini sorgulamalıdırlar.

Dokuz günlük Bakü-Gence gezimiz sırasında gördüğümüz onca güzelliklerin yanında, geçmişin onlarca yıllık (uygulamada iyi veya kötü) sosyalist bir toplum yapısını görmüş, yaşamış bir halkın demokratik hak ve özgürlükler açısından bu tepkisizliği her ikimizi de sarsan acı ama gerçek tablo oldu. (devam edecek)

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
komik
komik
0
vir_sl_
Virüslü
AZERBAYCAN BAKÜ-GENCE GEZİSİ İZLENİMLERİ-5
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

VakaHaber.CoM ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin