Senin ellerinden tuttuğum o gün,
Kalbime bir hançer, saplayıp gittin..
Bin kırbaç belası, sanki bu sürgün ;
Geriye bakmadan, ağlayıp gittin.
Derinden bir nefes, çektim içime,
Konuştum yollarda, kendi kendime !
Derdimi anlattım, kendi derdime ;
Elimi kolumu bağlayıp gittin.
Şaşırdım bir ara, etrafa baktım,
Geçmeyen zamanı, yalnız bıraktım !
Terkedip masayı, dışarı çıktım;
Ömrümü sis gibi kaplayıp gittin !
Söndü gözlerimde parlayan ışık,
Kâbusa dönmüşüm, karmakarışık..
Solmadan çürüdü, yeşil sarmaşık ;
Hasadı mevsimsiz toplayıp gittin.
Hayat ırmağında kurudu sular,
Cevapsız duruyor bütün sorular.
Yalana benziyor, artık doğrular ;
Karayı geceden, aklayıp gittin
Gezdim sokakları, çıkış aradım,
Yağmurun geçtiği sularda yandım..
Senden gelenlere, zaten dayandım ;
Bağında gülleri koklayıp gittin !..