Hayat dengesini üçlü sacayağına oturttuğumuz zaman dengenin bozulmasının nedenin de yaşadığımız sıkıntılar…
Kendimizi önemsemediğimiz için meydana gelen depresyonlar, yaşantımız da istediğimizi alamadığımız için meydana gelen doyumsuzluk , yetersizlik ve suçluluk hissinin arttığını gözlüyoruz. Bunların tümü, hayat dengesinin kaybından kaynaklanan, bireysel olarak yaşanan psikolojik sıkıntılar değil mi?
Elinizde bir güç olsa o gücü nasıl kullanırdınız. Mesela bu güç dünyadaki bütün insanlara bir şey anlatmak gibi bir şey olsun. Onlara ne söylemek isterdiniz? Ben ‘Üzülme, bu da geçer’ demek isterdim. Günümüzde insanların en büyük problemi başına gelen şeyin böyle gideceğini zannetmesi onda depresyon yaratmayacak mı?
Günümüz yaşam kalitemizi irdeleyelim yeterli beslenme şansımız var mı, yoksa bu da bizi hayat şartlarından uzaklaştırmıyor mu , hastalandığımız da mutlu olabilme şansımız var mı?. Onun içindir ki doğanın kendine özgü bir dengesi vardır
Yaşam her zaman bir masal gibidir, başkasından dinlendiğinde keyifli gelir ama içine girildiğinde korkunç bir hal alır.
Hayat çok yönlü olsa ve hiçbir açıdan tek bir kalıba indirgenmeyecek olsa da hayat sözleri kendinizi ifade etmenizin bir aracı olarak görev görecektir
Geçici bir hayatta hiçbir şeyin kalıcı hasar veremeyeceğini anladığımız gün hayatımız değişecek. Bir türlü şunu anlayamadık. O hasarlar kalıcı gibi geliyor. Kazanımlar sonsuzmuş gibi geliyor ya da hep kalacakmış gibi geliyor. Fakat iyi de kötü de bir gün geçecek. Çünkü burası geçici bi yer. Bugün varız, yarın yokuz. Dert ettiğimiz ve kendimizi boş yere strese soktuğumuz her şey uçup gidecek. Bu hayatta ne sizin olan sizin kalacak, ne o özlediğiniz sürekli sizden uzakta kalacak. Hep bir şeyler değişecek. Onu anladığımız da hayat daha güzel olacak diye düşünebiliriz.
Hayat sözleri kısa anlamlı oldukları kadar uzun olduklarında da hislerinize tercüman oluyorlar.
Kısacası eğer bir kez dengeni kaybedersen düşebilirsin ama dengeni kaybetmekten korkmazsan hiçbir zaman düşmezsin.