Cumhuriyet’imizin 100. Yılına doğru giderken, Filistin Direniş Örgütleri, İsrail’in işgal ve soykırım politikalarına karşı çıkarak İsrail Devletine karşı saldırı gerçekleştirmişlerdir. Biz, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde İngiliz Emperyalizmine ve onun maşalarına karşı vermiş olduğumuz Ulusal Bağımsızlık savaşından dolayı, anti-emperyalist duruşumuz bizim karakteristik özelliğimizdir.
İsrail Devleti, 1948’den günümüze kadar yayılmacı bir politika izleyerek Filistin ve Filistin halkları üzerinde büyük bir baskı unsuru oluşturarak hegemonyasını tahsis etmeye çalışmaktadır. İsrail Devleti, Gazze şehrini 10×40 km ölçülerinde açık hava hapishanesine dönüştürerek Filistin halkını burada ya da mülteci kamplarında yaşamaya zorlamış, aynı zamanda elektrik ve suyun kontrolü İsrail Devleti’nin elinde olduğu için istediği zaman keserek halkı ya karanlığa ya da susuza mahkum etmiştir.
İsrail Devleti’nin aşırı sağcı politikaları, Netanyahu hükümeti ile beraber hız kazanmıştır. İsrail Güvenlik güçleri tarafından Filistinliler, evlerinden zorla atılarak yerlerine sivil yerleşimci adını verdikleri silahlı siyonist paramilititer yerleşimciler yerleştirilmiştir. Buradaki amaç ise, silahlı sivil yerleşimciler aracılığı ile Filistin Halkını bezdirmek, iş yapamaz hale getirmek, pogrom örgütlemek ve boyun eğmelerini sağlayarak yerlerinden/yurtlarından ederek ulusal direnişi kırmaktır. Bu yerleşim yerinde yaklaşık olarak 450 bine yakın siyonist silahlı paramiliter ikamet etmektedir. “Sivil yerleşimciler”, Filistinlilerin araç ve dükkanlarına, Mescidi Aksaya giden Filistinlilere saldırı düzenliyor. Filistinli sivillere yönelik saldırılar, sağcı Netanyahu hükümetinin etkisiyle 2023 yılında Birleşmiş Milletler her ay 100’den fazla rapor ederek, bu ve benzeri eylemler 2006’dan bu yana en yüksek seviyeye ulaşmış durumda.
Filistin Halkı, İsrail’e karşı kendi onurunu, dilini, dinini ve özgürce yaşamayı savunduğu kadar, aynı zamanda emperyalizme karşı da savaşmaktadır. İsrail Devleti’nin arkasında ve onu destekleyen başta ABD olmak üzere diğer emperyal devletler de bulunmaktadır. 101 yıl önce, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde gerçekleşen Anadolu Halklarının bağımsız mücadelesi, nasıl İngiliz Emperyalizmi ve maşalarının kağıttan kaplan olduğunu gösterdiyse, Filistin Halkının direnişi ve Aksa Tufanı operasyonu da emperyalizmin kağıttan bir kaplan olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Filistin Halkının direnişi, Hamas’tan büyüktür. Hamas’ın tarihi ise, Filistin Halkının direnişine yetmez. İsrail Devleti, emperyalist medya ve Türkiye’deki siyasal İslamcılar, Filistin Direnişine gölge düşürerek ve Filistin Halkının meşru ulusal taleplerinin din kisvesi altında göstererek uluslararası kamuoyundan destek gelmesini engellemeye çalışmaktadırlar. Aksa Tufanı Operasyonu, İsrail ve Batı medyasının gösterdiği gibi sadece Hamas önderliğinde değil, aksine Filistin Ulusal Direniş Örgütleri tarafından kurulan Ortak Operasyon Odasından yönetilmiştir.
Filistin ve İsrail’de insanların hayatlarını kaybetmesi, hepimizi derinden sarsmıştır. Bu savaşın sorumlusu, yayılmacı bir politika izleyen İsrail Devleti’dir. İsrail Devleti, eğer bu politikalara son vermezse kan durmayacak, insanlar ölecek, barış ve huzur sağlanamayacaktır.