yazi
  1. Haberler
  2. Sağlık
  3. ERKEN DOĞUMA YOL AÇAN 8 RİSK FAKTÖRÜ

ERKEN DOĞUMA YOL AÇAN 8 RİSK FAKTÖRÜ

featured

 Sağlıklı bir gebelikte düzenli egzersiz  erken doğum riskini yüzde 10-15 azaltıyor Depresyon erken doğum riskini 2 kat artırıyor! Erken doğumun önüne geçilebilir mi? İşte 8 önemli uyarı!

Sabır ve umutla beklenen gebelik yolculuğu, zamanından önce yaşanabilecek doğum riski nedeniyle anne adaylarını kaygılandırabiliyor. Gebeliğin 20 ila 37. haftası arasında gerçekleşen ve erken doğum olarak tanımlanan bu durum yaklaşık olarak her 10 gebelikten 1’inde yaşanıyor. Ülkemizde son yıllarda bu oranın yüzde 13’e yaklaştığı belirtilirken, anne adaylarının ilk gebelik yaşının ilerlemesi, tüp bebek uygulamaları ve çoğul gebelik artışının da bu oranı etkilediği biliniyor. Bu nedenle, riskleri doğru tanımak ve zamanında önlem almak, hem anne hem de bebek sağlığı açısından büyük önem taşıyor. Sigara, alkol ve madde kullanımı, yetersiz beslenme, aşırı düşük veya yüksek vücut kitle indeksi ile gebe kalma gibi davranışsal faktörlerin de riski artırdığına dikkat çeken Acıbadem Altunizade Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum, Yüksek Riskli Gebelikler Uzmanı Doç. Dr. Lütfiye Uygur, “Obezite hem kendiliğinden erken su gelişi ve erken doğum eylemini hem de gebeliğin hipertansif ve diyabetik komplikasyonlarını artırır. Böyle olunca da anne ve bebeğin sağlığını korumak için mecburen doğumu vaktinden önce başlatmamız gerekebiliyor. Bu nedenle, planlı gebeliklerden önce ideal kiloya ulaşıp o seviyeyi korumak ve yine kronik hastalıklara karşı ideal sağlık durumuna ulaşmak risk faktörlerini en aza indirir. Anne adaylarımızın düzenli kasılmalar, kasık ağrıları, bel ağrıları, kanama gibi şikayetlerini doktorlarıyla paylaşmaları sayesinde zamanında önlem alınabilir” diyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum, Yüksek Riskli Gebelikler Uzmanı Doç. Dr. Lütfiye Uygur, beklenen zamandan önce gelişebilecek doğum ihtimallerine etki eden faktörleri ve çözüm önerilerini şöyle sıralıyor:

Önceki gebelikler ipucu veriyor

Kendiliğinden erken doğum öyküsü olan gebelikte risk diğer gebeliklere göre 2.5 kat artıyor. Önceki doğumun erken haftalarda gerçekleşmesi ve bu şekilde birden fazla doğumun olması erken doğum ihtimalini güçlendiriyor. Bu durum, hem bazı genomik mekanizmalarla hem de bazı gebeliklerde rahim ağzı yetmezliği ile açıklanıyor. Annenin kendisinin erken doğmuş olması da ilginç bir risk faktörü. Böyle tablolarda yakın takip, ultrasonla görüntüleme, belli kriterler çerçevesinde ilaç veya cerrahi tedaviyle risk azaltılmaya çalışılıyor.

İki gebelik arasındaki süre kısaysa…

İki gebelik arasındaki sürenin 6 ay ve daha kısa olması, önceki doğum zamanında olmuş bile olsa mevcut gebelikteki erken doğum ihtimalini önemli ölçüde etkiliyor. Bu nedenle, annelerin emzirseler bile doğum sonrası etkin bir korunma yöntemiyle en az 6 ay, ideali 18 ay gebelikten korunmaları bir sonraki gebelikte erken doğum riskini azaltıyor.  

Rahim ağzı yetmezliği önemli bir risk

Rahim ağzı yetmezliği, rahim ağzının (serviks) özellikle gebeliğin 2’inci üç ayından itibaren kasılmalar olmadığı halde yapısal yetersizliği nedeniyle kısalıp açılarak gebelik eklerini içerde tutamaması anlamına geliyor. Hastalar sancı olmadan veya çok az bel ve kasık ağrılarıyla hekime başvuruyor. Bu tür şikayetler sağlıklı gebeliklerde de sık görülse de önceki gebeliklerde aşırı erken doğum öyküsü olanlarda dikkatle değerlendirilmesi gerekiyor. Bu durumun atlanmaması için 18-24. haftalar arasında vajinal ultrasonla rahim ağzı uzunluğu taraması öneriliyor. Tarama sonucuna göre kısalık saptanan hastalarda ilaç tedavisi ve gerekirse rahim ağzı dikişleri gibi cerrahi seçenekler sunuluyor. 

Çeşitli enfeksiyonlar erken doğum riskiyle ilişkili  

Çalışmalar; idrar yolu, ağız içi, rahim ağzı ve vajina enfeksiyonlarının yanı sıra sistemik viral enfeksiyonların erken doğumla ilişkisini ortaya koyuyor. Bu enfeksiyonlarla doğum arasında sebep-sonuç ilişkisinden ziyade eş zamanlılık olduğuna değinen Kadın Hastalıkları ve Doğum, Yüksek Riskli Gebelikler Uzmanı Doç. Dr. Lütfiye Uygur, “Enfeksiyonların sistemik bağışıklık ve kasılmaları da tetikleyen ‘prostaglandin’ maddesini vücutta artırması bu ilişkinin en önemli nedeni. Güncel çalışmalar, vajinal mikrobiyomdaki değişikliklerin doğum zamanı ile ilişkisine dikkat çekmektedir. Bu nedenle, gebelik planlamadan önce genel bir jinekolojik muayene, varsa enfeksiyonların tedavisiyle belirgin bir koruma sağlamaktadır” tavsiyesinde bulunuyor.

Kronik hastalıklara dikkat!

Anne adayının mevcut kronik hastalıkları; hem çeşitli ciddi sorunlara yol açarak annenin erken doğurma zorunluluğuna, yani iyatrojenik preterm doğuma neden olabiliyor hem de vücutta sistemik bir yanıta neden olarak rahim kasılmalarıyla erken su gelişine ve kendiliğinden erken doğuma yol açabiliyor. Diyabet, amniyon sıvısı miktarını artırıyor; bu da rahimde aşırı gerginlik oluşturarak mekanik olarak kasılmaları tetikleyebiliyor. Bu nedenle, kronik hipertansiyon, böbrek hastalıkları, kalp hastalıkları, tiroit hastalıkları, diyabet, lupus, romatoid artrid gibi sistemik hastalığı olan anne adaylarına, gebe kalmadan önce sağlık durumlarını iyileştirmeleri ve mutlaka ilgili branş uzmanı ile riskli gebelik uzmanına başvurmaları öneriliyor.

Sigara ve diyet risk oluşturuyor

Sigaranın erken doğumu artırıcı etkisi, klinik çalışmalarda tartışmaya yer bırakmayacak şekilde kabul ediliyor. Hem fetal gelişim geriliği, plasentanın yerinden ayrılması, erken su gelişi gibi komplikasyonları artırarak hem de tek başına önemli bir risk faktörü olduğundan gebelik öncesi bırakılması şart. Gebeliğe vücut kitle indeksinin aşırı uçlarında başlamak; gebelikte yetersiz veya aşırı kilo alımı da erken doğum riskini artırıyor. Bu nedenle, gebelik öncesinde hekimin önerdiği kilo aralığına ulaşıp, o aralıkta kalmak gerekiyor. Ayrıca siyah çay, yeşil çay, kahve, papatya çayı, adaçayı, hibiscus, zerdeçal ve biberiye gibi bitkiler rahim kasılmalarını uyardıkları için tüketimlerinin kısıtlanmaları önem taşıyor. 

Hatalı spor yapmaktan kaçının

Sağlıklı bir gebelikte egzersiz erken doğum riskini artırmadığı gibi, tam aksine vücuttaki oksidatif stress, yani toksinleri azaltarak ve plasental damarlanmayı güçlendirerek riski yüzde 10-15 oranında azaltıyor. Haftada 2 ila 4 saat arasında egzersiz yapılması yeterli bulunuyor. Ancak 5 kg’dan fazla ağırlık kaldırmak veya uzun süre sırt üstü pozisyonda egzersiz yapmaktan kaçınmak gerekiyor. Erken doğum riski belirgin olanlarda ise (öykü nedenli, kısa rahim ağzı tespit edilen, düzenli ve etkin kasılmaları saptanan hastalar gibi) egzersiz önerilmiyor.

Depresyon riski 2 kat artırıyor!

Anne adayının depresyon, anksiyete ve travma sonrası stres bozukluğu gibi sebeplerden yoğun stres altında olması plasenta, rahim yatağı ve zarlardaki hücrelerde kortikotropin salgılatıcı hormonu artırıyor. Bu hormonun da doğum kasılmalarını tetikleyen prostaglandin üretimini arttırarak erken doğum riskine yol açtığı uyarısında bulunan Kadın Hastalıkları ve Doğum, Yüksek Riskli Gebelikler Uzmanı Doç. Dr. Lütfiye Uygur, “Yapılan bir çalışmada, gebeliğin ilk aylarında depresyon tanısı konulan hastaların, depresif belirtisi olmayanlara göre erken doğum ihtimalinin 2 kat yüksek olduğu ve riskin depresyon skoruyla orantılı olarak arttığı gösterilmiştir. Stres faktörlerinin en aza indirilmesi, tıbbi gereklilik halinde anne adayının psikiyatri doktorlarının kontrolü altında anksiyete azaltıcı ilaçlarla desteklenmesi önemli bir savunma hattını oluşturmaktadır” diyerek anne adaylarına stresten uzak bir gebelik tavsiyesinde bulunuyor.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
k_zm_
Kızmış
0
_ok_k_zm_
Çok Kızmış
ERKEN DOĞUMA YOL AÇAN 8 RİSK FAKTÖRÜ
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VakaHaber.CoM ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Bizi Takip Edin
KAI ile Haber Hakkında Sohbet