Bilmeyen ne bilir, senin hâlini ?
Bir bilene ârz eyledim.. bilesin.
Ehlinden öğrenir, dil kemâlini ;
O istedi, ben söyledim, bilesin.
Mekanın şekli yok, rehberin yönü,
Değişmiş astarın, arkası önü..
Asırlar boyunca, işte bu günü ;
Yıllar yılı, çok bekledim,bilesin.
Uçurumlar geçit vermez atlara,
Dünyalar yüklenmiş, tel kanatlara !
Fistanlar dikildi, mor bulutlara ;
Yağız atla, az gitmedim, bilesin !
Sulardan topladım, güneşten aldım,
Mânayı kilitli kafeste buldum..
Hicazda yürüyen bir garip kuldum ;
Senin için, az çekmedim bilesin..
Üstünde yaşayan, sırrına ermez,
Şu garip dünyanın halini görmez !..
Dervişim diyenler, gönlünü vermez :
O sevdayı kirletmedim, bilesin !
Ağladım hazân’nın, solgun rengine,
Davullar çalmıyor, dengi dengine.
Şu karşı sokaktan, sen gelsen yine ;
Üstüne söz söyletmedim, bilesin
Gönlümden vuruldum, yaralıyım ben,
Sormayın a dostlar, haralıyım ben !!
Hak’kın vazgeçilmez, kuralıyım ben ;
Kindâr olup, kan dökmedim bilesin !..