Kanıma dokunur kansızlar benim,
Duvar deliğinden, çıkar hödükler ..
Girdap kuyusuna döndü bedenim :
Karanlık misâli, çöker hödükler !
Pâyesi olanı adam bilirdik,
Gel diye çağırsan, çıkar gelirdik..
Bu koca şehirde, sanki delirdik ;
Mis alıp leş gibi, kokar hödükler.
Yıldizlar üşüyor, yanıp söndükçe
Güneşten ışıklar geri döndükçe..
Biz kahpe düşmanı, hergün yendikçe ;
Dağların ardından bakar hödükler.
Yiğitçe yaşayıp, ölmek mesele,
Ağlarken düşünüp, gülmek mesele..
En zoru, zorbadan almak mesele ;
Gönüller yaptıkça, yıkar hödükler !
Yalandan bin yemin, eder boşuna,
Mevlanin gider mi, bunlar hoşuna !..
Dünyada ettiğin , gelir başına ;
Suların tersine akar hödükler !.
Selviden kısadır, meşeden uzun,
Ardarda yürüyor, dert ile hüzün.
Teline vurmadan, kırıldi sazın..
Alır duvarlara çakar hödükler ,