Uzakta sanma beni, kalbimin köşesinde
Sevda okyanusunun, en derin yerindesin !
Bekliyorum hep seni bir çınar gölgesinde ;
Ey gönlümün sultanı, hani şimdi nerdesin ?
Omuzların üstünde, taşınmıyor yükümüz,
Kırılmış pencerede söyleniyor türkümüz.
Anarım gülüşünü, dolaşıp aynı yerde,
Beraberce giderdik, otobüste, trende ;
İçim bir hoş olurdu, hergün seni görende ;
Sanki yeni başlıyor, bitiveren öykümüz,
Kırılmış pencerede söyleniyor türkümüz.
Çoktan geçip gitmişiz,düşünce çağımızı,
Ateşle doldurmuşuz, gül açan bağrımızı..
Can çekişip dururken, unuttuk ağrımızı ;
Bir değirmen misali, dönüp durduk ikimiz,
Kırılmış pencerede söyleniyor türkümüz.
Acı çekiyor acı, vurgun yemiş bedenim,
Öç alınmaz bu tenden, zambaktanım, güldenim.
Eyyubun el verdiği, Kırılmış gönüldenim ;
Mevlanadan Yunustan hatıra bu sevgimiz ;
Kırılmış pencerede söyleniyor türkümüz.
Maverada yas tutar, ufukta ağlayanlar,
Nazarlık taşlarında, kendini arayanlar..
Varlığı asıl yokta, yoklukta arayanlar ;
Bilin ki ; Hak’ka dönmüş nura ayân yüzümüz ;
Kırılmış pencerede söyleniyor türkümüz.
Kaldırım çiçekleri, alışmış ezilmeğe,
Her darbenin peşinden, yedi filiz vermeye ;
Alışmış sevgiliyi, hep uzaktan görmeye ;
Kara bir çarşaftandır, karanlığa örtümüz ;
Kırılmış pencerede söyleniyor türkümüz.
Dumanlı dağ başında, dört mevsimi bekledim,
Böyle güzel bir derdi, senden önce çekmedim..
Deli dediler yine, tek göz yaşı dökmedim ;
Olmasın üstümüzde, kaftanımız kürkümüz,
Kırılmış pencerede söyleniyor türkümüz.