Boş kaldı ellerimiz, seneler yordu bizi,
Takvimlerin yerine, koymuşuz kendimizi..
Gelen giden kopardı, tek tek yapraklarını,
Yüzümüze geçirdi, zaman tırnaklarını !
Kimisi baktığında, aynalardan utanır,
Kimisi düşmanını, dostundan iyi tanır..
Bazen yorulur insan, bâzen üzülüp durur ;
Duvarların dibinde, sessiz sessiz oturur.
Biz gideriz yol gelmez, bekleriz yolcuları,
Yaşarız boş vagonda, tarifsiz sancıları..
Dursak da zaman durmaz..gayretsiz bir şey olmaz !
Kendini tanıdıkça, tanrıyla sorun kalmaz !
Beyazlaşmış saçların, yüzündeki çizgiler…
Gün gelir hayalini, düşünüp kendi güler !
Raks edip kendisiyle, dönüp durur dünyada,
Hepimizin kaderi, yaşanır bu rüyada !
Başlayacak bitenler, çok güzel başlayacak !
İşte o gün ellerin, dünyayı taşlayacak !
Fütursuzca bu hayat, varlığını tanıttı,
Yapayalnız kalışın, sana çok şey anlattı !
Üzülme gâm eyleme, arama gençliğini !!
İyice bak görürsün, Allah’ın birliğini !
Akseder solgun tenin, gölgende seni görür,
Bir gün gelir o sana, herşeyi geri verir !
Bunu bil böyle yaşa ! dönüşü yok bu işin,
Mukkaddes bir düğüne, rehberdir bu gidişin !
Arılar çiçek çiçek dolaşır bal yapmaya,
Anla diye gerçeği, uğraşır anlatmaya !
Bazen rezil bir hayat, sana ûlviyyet verir,
Gözlerinin önünde.. herşey mum gibi erir.
Derin derin düşünüp, bakma düşen yaprağa !
Bahar gelir can verir, Râb’bim kuru toprağa !