2024-2025 Eğitim ve öğretim yılı çocuklarımızın yaz tatilin bitmesi sonucu okulla buluşmaları çocuklarımız için çok değerlidir.. Ne yazık ki Türkiye’nin acısı olan Narin adli kızımız ise ne yazık ki okul yerine toprağa verilmek üzere adli tıptan alınarak defnedileceği Batıkarakoç köyü camisine getirilerek kılınacak cenaze namazından doğduğu köyünde ki tavşan tepe mezarlığına defnedilmesi çok acı vericidir.
Eski bir eğitimci olarak şu anda öğretmen ve öğrencilerimizin heyecanını fazlası ile yaşamaktayım. Tabi ki kolay değil 30 yıl boyunca onlarla uğraşıp Milli Eğitim Bakanlığının her yıl değişen programları doğrultusunda yaz boza dönen bir eğitim camiasının bir ferdi olarak yaşadık ve onları da uygulamaya koyduk.
Milli Eğitim Bakanlığı gelen bakana göre değil devlet politikası ile belirlenmelidir. Bir bakan gelir Almanca dersini kaldırır öğretmenleri Türkçe öğretmeni yapar, başka bakan gelir yeniden ders olarak koyar.
Öğretmenlik öyle kolay bir meslek dalı değildir. karşısındaki insandır onun beynini nakış işlercesine işleyerek vatanına ailesine iyi bir birey yetiştirmenin telaşı içerisindedir.
Unutmayalım ki ki o taze beyinler Milli ve Manevi değerler doğrultusun da, Cumhuriyetin temel ilkelerine bağlı birer vatan evladı olarak ,Milletin İstikbalinin teminatı olarak yetiştirilmesi için ellerinden gelen özveriyi verdiklerin hazzını yaşayan öğretmen ve evde de böyle güzel yetişmiş bir evladıyla gurur duyan evebeynler olacaktır.
İlim ve Fen ile dolu beyinler yetiştirmek için çok gayret göstermeliyiz. Çünkü bu çocukların geleceği sizlerin omuzlarındadır. Milli Eğitim yetkililerinin genel değerlendirmelerini sık sık yaparak aksayan yönlerde öğretmenlere ışık tutarak onların verimli olmalarını sağlamalıdırlar.
Demokrasi ve Cumhuriyetin önemini çocuklarımızın beyinlerine iyi bir şekilde vurgulanmalıdır…
Devletimizde Eğitim faaliyetlerinin Devlet tarafından denetlenmesinin Anayasal bir sorumluluk olduğunu unutmadan Anayasamızın 42. Maddesi Eğitim ve öğretim çalışmaları Devletin denetim ve gözetimi altında yapılır denmektedir, maddesini unutmadan oto kontrol sistemini çalıştırmaktan geri durmamalıdır.
Sonuç olarak Okul öncesi Eğitimden, yetişkin Eğitimine kadar değişik amaç ve işimler altında yapılan ülkemizde ki tüm Eğitim faaliyetleri Devlet tarafından kontrol altına alınmalıdır. Burada bir sözde velilerimize gelmelidir, kayıt yaptırırken okula gidip bir daha uğramadıkları okullarından çocuklarının getirdikleri karnede neden zayıfın var diye kızmamalıdır, biz nerde hata yaptık diyerek önce kendilerini sorgulamalıdırlar. Çünkü eğitim bir sac ayağı gibidir. Öğretmen, veli, öğrenci üçlüsüne şimdi birde rehberlik servisi eklendi ki bunlarla iş birliği yapıldığı takdirde öğrencimizin başarısının artacağı da kesindir.
Öğretmende velinin öğrenciyle ilgilendiğini gördükçe çalışma hızını daha da artıracağı kesindir. Çabanın olmadığı yerde başarı beklemekte olmayacağı kesindir.
Bu vesile ile Cumhuriyetin tüm öğretmenleri başta eğitimci babam ve onun meslektaşlarına çok şey olduğumuzu biliyoruz onları rahmetle anarken bugün göreve başlayan öğretmen ve öğrencilerimizin başarılı bir yıl geçirmeleri dileği ile saygılarımı sunuyorum.