Yalçın AKBULUT
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Makaleler
  4. BİR BAYRAMDA BÖYLE GEÇTİ.

BİR BAYRAMDA BÖYLE GEÇTİ.

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 Eski bayramlardan eser yok desek yeridir, halk inim inim inleyen ekonomik, sosyal ve hukuki bozukluğa karşı ne yapacağını şaşırmış ve rotasız gemi gibi dalgalara kapılmış gidiyor!

Biz ülkemizde tam bir sığınmacı gibi yaşamaya başladık, on milyondan fazla mülteci ve bir o kadar silahlı militan besleyen ülkemizde de maalesef ekonomik sıkıntılar sokağa taşmak üzere, ama nedense bunu gören, anlayan ve önlem almak için harekete geçen yok!

Çocukların gözündeki o pırıltı ve ışıltı bile yoktu, bu bayramda, yeni kıyafetler alınamamış, cep harçlıkları verilememiş, bu yüzden de eski bayramlarda olduğu gibi mutlu olmamıştı çocuklar.

Şöyle bir düşünün artık çocukluğumuzu yaşadığımız mahallede herkesi tanıyor ve biliyorduk. Hatta eşini, çocuklarını hep adıyla hatırlıyorduk.

Şimdi böyle mi?

Bırakın mahalledeki herkesi tanımayı aynı apartmanda oturan 5-10 kişi bile birbirini tanımıyor. Ne bayramda, ne de cenazede bir araya gelebiliyor.

Oysa eski bayramlar, eski komşuluklar böyle değildi. Sabahları kapıları çalan çocuk sesleri ile uyanırdık, şimdi bakıyorum bu bayramda, çocuklar bile artık bayramların anlamsız olduğunu anladılar galiba gelen giden yok.

Kurban bayramı bir telaşla başlar sabah sabah kurban kesim alanlarına koşarak giden insanları görüyoruz, öğleden sonra bir telaşla gelip kurbanlarını kıymalık kuşbaşılık olarak ayarlayıp kasabın yolunu tuttuktan sonra evine kapanarak et yemeğe devam ediyorlar.

Oysa ki bunlardan kurban kesen komşularına etler dağıtılırdı nerede o günler demekten kendimizi alamıyoruz.

Artık hayata bakış açımızın da değiştiğini görüyoruz. Bugünün kötü bir gün olması tüm hayatının kötü olduğunu, olacağını göstermez. Tam tersi için de durum böyledir. Hayat akan bir nehir gibidir, bazen iyi bazen kötü çoğunlukla durgun. Hayatı abartmazsan, yaşar gidersin. Aksi halde yel değirmenlerine karşı savaşan kahraman gibi olursun. yaşam kalitesi yoksullukla birleşince standartlar da değişiyor gibi.

İnsanoğlu ne yaparsa yapsın bir yerde eksiklik bırakır, yaptığınız şeyler için duyduğumuz pişmanlık zamanla geçer. Ne var ki yapmadığımız şeyler için duyulan pişmanlığın çaresinin olmadığını görürüz.

O zaman keşke dememek için: gitmeniz gereken yere gidin sevdiğinize gidin, yapmanız gerekeni yapın gerekiyorsa bir kalp kırın, kalbinizi dinleyin kırılsa bile bir gün ve geç kalmayın hayat trenine bir gün kaza etse bile çünkü son pişmanlığın zamanı ve saati yoktur.

Samimiyetsizlik kokan ilişkiler ve iki dudağın arasını süsleyen yalanlar. Maskeli yüzlerin arasına sıkıştırılmış bir benlik ve sonucunda ortaya çıkan farkındalık! yaşanmış pişmanlığı ise sonuçları ne olursa olsun yaşanmamış pişmanlığı kadar insanı huzursuz etmez. Ne var sanki gelin zor da olsa eski günlerimize dönmeye çalışalım.

Ser verip sır vermeyecek dost o kadar az kaldı ki bu dünyada yine de az olsa kalan tüm dostlara selam olsun. Bugünüm de, geleceğim de yarınki geçmişim olacağına göre, bugün o gündür, olduğuna inanarak yaşamaya çalışalım olmaz mı?

BİR BAYRAMDA BÖYLE GEÇTİ.
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

VakaHaber.CoM ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin