Emekli o kadar yoksullaştı ki fitre ve sadakaya muhtaç duruma geldi. Hayat pahalılığı belini iyice büktü. Artık emekli televizyon başında maaşına ne kadar zam yapılacağının hesabını yapmaktan yoruldu.
Oysa ki gençliğinde ülkesi için çalıştı alın teri döktü yeni nesiller yetiştirmek için evdeki çocuklarını okutarak ülkeye aydın fikirli evlatlar yetiştirdi, artık dinlenme zamanı dedi emekli oldu ama olmaz olaydın diyerek başını duvarlara vurmaya başladı.
Ekonominin bozulmasıyla beraber emekliler yeni yılda ne kadar maaşın da artış olması gerektiğini hesaplıyor, çalışan kesim asgari ücretin ne olması gerektiği konusunda yorumları dinliyor daha zam gelmeden fırsatçılar fiyat etiketleri ile oynamaya başladılar bile 2024 yılının enflasyon kayıplarının mutlaka maaşlara yansıtılması gerektiği inanıyoruz ama yorumculara ve hükümet yetkililerine baktığımız da zammın %12-13 civarında olacağı konuşuluyor el insaf demekten başka ne var diye düşünüyorum. Son günlerde en fazla konuşulan konularının sonucunu da merak etmiyor değiliz.
Önceki gün yapılan kabine toplantısının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalara başlayınca millet pür dikkat dinledi, ancak bu konularla ilgili hiç bir açıklama olmayınca hüsrana uğradılar. Benim tek düşüncem şudur ki asgari ücrette de düzenleme yapılacak, emeklinin maaşı da asgari geçinebilme seviyesine çekilecektir, bizi yönetenler de halkın durumunun nasıl olduğunu biliyordu r çünkü.
Malumunuz çarşı pazardaki fahiş fiyatlar gündemden düşmüyor, herkes hayat pahalılığından yakınıyor. Haksız da sayılmazlar zira ay sonu gelmiyor, bütçeler açık veriyor, yurttaş neyi nerden kesersem diye kara kara düşünüyor…
Aç insan artık ülkenin nasıl büyüdüğünü düşünemiyor, o koca Suriye devletinin yıkılmasını bile düşünmüyor çünkü açlık ve sefalet halkın canının yakıyor. Artık semt pazarlarının dağılmasını bekleyip dökülen artıklardan pazar yapmak istemiyor. Sağlıklı yaşamak için düzgün beslenmenin yollarını arıyor.
Muhalefet partilerinin il il gezip vatandaşla konuşarak durumlarını sormayı bile halk artık umursamıyor o akşam evine ne götüreceğini düşünüyor. Artık yardım taşıyan belediye görevlisini kapısında görmek bile istemiyor.
Yoksulluk benim kaderim olamaz diyor bu kadar verimli toprakları olan bir ülkede 80 liraya domates,100 liraya fasulye yemek istemiyor.
Kısacası vatandaş yeni yılda artık nefes almak istiyor.