Ve,
zulamda terine hasret
hasır altı edilmiş bir bahar kadar rezil yaşamak
başımı yasladığım göğsünde
ninnilere sarılı hasretler akıyor susmalarımdan
Şimdi, gülüşünü çocukluğunda unutmuş
göçe hazırlanan hüzünbaz sevda kuşları uçuyor
kanadı kırılarak düşüyor birer birer
ay ışığına belediğim kederlerimi
meçhul dervişler tutup çekiyor karanlıklara..
ey aşka ahraz sevgili
ey göğüs kafesinde bin yıldır sakladığım
alnımdaki yazgım.
kölesi olduğum
yoluna öldüğüm yâr ,
yüreğimin ağıtlar hep sanadır bilesin
varsay ki bir meczubum
ve dilimde dualarla adını anıyorum.
umutların bedava satıldığı bir pazarda,
anıların buruşturulup atıldığı müsvedde yüreklerde
yok sayılırken düşlerim
gel de varsıllığınla çoğalt beni
Sen gittin gideli
kabuk bağlamadan kanıyor yaralarım
kapansın da istemiyorum
senden bir hatıradır diye
vatanımdır diye
hep severek okşuyorum…