• İmsak 00:00
  • Güneş 00:00
  • Öğle 00:00
  • İkindi 00:00
  • Akşam 00:00
  • Yatsı 00:00
  • İFTARA KALAN SÜRE 00:00:00
İMSAKİYE 2025 - Gebze
Feride Ozbilge
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Makaleler
  4. #BANA, #GÜLÜŞÜNE #GİDEN #BİR #YOLCULUK #AYARLA #ÇOCUK…

#BANA, #GÜLÜŞÜNE #GİDEN #BİR #YOLCULUK #AYARLA #ÇOCUK…

featured

siyah giyinmiş annelerin

iflah olmaz yaraları yakıyor içimi

ne olur ,en umulmadık bir anda yeniden yaşamayı öğret bana anne..

göçüp gideli çok oldu

dallarında çiçekler doğuran bahar

Dünyanın bir ucundaki soykırımların üç maymunu oynayan soytarıları yeni hayaller peşinde

bildiklerimin dışında bilmediğim bir efkar sarar içimi

kırılgan bir şehrin sefilliğinde

kendime sakladığım umutları kuşanırım derme çatma benliğimle

avucuma binbir gece masalları saklarım

geçim derdine düşmüş yoksulluğumla

çocukların gözlerine bakamam

bunca rezilliğin utancıyla

salıncakta sallanmak

koşup oynamak varken

nerden çıktı boyunuzu aşan acılar

mısraların ülkesinde hükümsüzüm artık

bayat acılarıyla yakıyor minik çaresizlikleri

bir bardak taze çayın buğusu karışıyor göz yaşlarıma

uzun sessizlikler içinde

lal ,dilsiz hasretler çöküyor eski zamanlardan

ve paramparça sırlar getiriyor

zaman,

hayatın koynunda peydahladığı hüzünlerden

özrü olmayacak sancılar , acılar doğuruyor

içinde saklanmış umutlardan umut alıp dağıtıyorum

bir lokma sevgiye hasret çocuklara

radyoda dramatik kırık ayrılık şarkılarına

serpiştirdiğim düşlerimi saklıyorum cebime

gülüşünü çocukluğunda unutmuş soluğum

çığlık, çığlık üryan utanmalarda

dudağımın kıyısına vuran denizin dalgalarıyla üşüyor şükürlerim, aminlerim

mütemadiyen hergün katledilen kadın, çocuk

ve o sessiz canların acısı yakıyor canımı

soğuk puslu iklimlerde

İşçi karınca yuvalarına sabır taşıyorum

şubat ayazından geriye

birtek erik çiçekleri, çuhalar ve cemreler kalıyor

ülkemin onurlu halkı

ertelenmiş hayallerle uyanıyor her sabah

hüzünbaz geçmişlerinde kabile sürgünü oluyorlar

her şeylerini yitirdikleri şehirlerde

sadece küçük devrimler asıyorlar kirpik uçlarındaki ölmemiş çocukların ülkesine

göçebe olmuş tarçın renkli gülüşlerde

gurbetin yabancı ayazında üşüyor bakir iklimler

kaybedilmiş savaşlar

evlatlarını yitirmiş analar

güvendiği ellerde ölen çocuklar

kavim göçü gölgeler le sırdaş oluyorlar acılara

Şubat ağlıyor zulada ki hasretlerle

bense hiçbir lisana ait olmayan düşler kuruyorum

yarını olmayan doğaçlama bir hayale uzanarak

hasır altı bir baharı saklıyorum

kaybolmaya ramak kalmış ezber sancılarım

huzurun olmayışına kurulmuş yoksul gecelerimde

yüreğimde kalan umutla

içimdeki çocuğun kaçmış uykularına

annemin diline saklanmış ninnileri okuyorum

eskimiş yüzümün yansıması vururken

duvarın soğuk coğrafyasına

zulada senden öncesine dair mayalanmış acılar

gündelik sancılarıma karışıyor

bütün kahrıyla, hasretiyle, düşleriyle kayıp kentler geçiyor usumdan

yitik nağmeler demleyen bir eşkıya oluyor zaman

yanağının gamzesinde dinlenen akşam üstlerinde

bereketli ırmaklarına ulaşmayı ne çok isterdim bilsen çocuk

penceremin dışına tüneyen gece kuşlarından madet umup

kapıların eşiğine serilmiş geçmişimle didişiyor

hüznümün kışlarıyla göçüyorum aklımın kırsalına

yasak bir alfabenin satır aralarında kaybolmak istiyorum

kentin atlasında bulduğum her kırılmış sahipsizliği

yüreğimin ilticaya açık hürriyetinde saklıyorum

şimdi

bana gülüşüne giden bir yolculuk ayarla çocuk

çoğalsın umutlarım

sonra ,acıların yarasına serp kalanımı şifa niyetine

beni hiç unutma

olur mu..?

#BANA, #GÜLÜŞÜNE #GİDEN #BİR #YOLCULUK #AYARLA #ÇOCUK…
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

VakaHaber.CoM ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin