Hercai gülüşlerin gün batımındayım
Adım Gülçiçek
Sarı kızdır lakabım,
Soyadım kadın….
Ölüm nedenim,intihar
Asıl sebebim,karın-daşım
Kardaşım…..
İkimizi yakan ise TÖRE…..
Ceplerimde öksüz düşlerim
Bıçak sırtı yaşanmışlıklarımın penceresizliğinde
Dalgınım…
Bakir hayallerime el sallıyorum
Rüyalarımda yaşlanırken,
Hoyrat türküler çığlığında
O öpülesi elleriniz
Canımın pazarlığı peşinde
Örselenmiş paslı yüreğim
Boyun eğmiş desturunuza
Gözlerinizin pususuna saklanırken
Ben secdeye eğiliyorum
Kalan yıkıntılar arasında
Dilimi susuşlara prangalıyorum …
Üşüyorum,
Gün mevsime inat, sapsarı
Zemheride göçmek varmış ana kucağından
Alnıma cemren düşüyor ey yâr
Ruhumda sana inanmışlığım
Ve incinen yüreğimin
Kabuk bağlayan yaraları var.
Sonunu hep unuttuğum
Dilsiz türküler gibi şimdi sevdamız
Hiç yeşermez bu vadide güller
Anamın ak sütünün şavkı vururken yüzüme
Kaçsam yakama yapışır kanlı elleri
Kalsam, ölümüm olur sabahın şafağı…
Gözlerini günceme düşürdüğümden bu yana,
İçimde titriyor ismin
Senden bir parçayı taşıyor bedenim,
yüreğim de konaklayan hüzünler bizden gelir…
Şimdi ecel, gölgesiz dolaşıyor üzerimde
Üstüne üstlük bir de sensizim.
Ölümün kara eli,
Seni benden alalı, gün aya döndü….
Şehirler uyurken,
Bizi balçıklara belediler,
Kanlı cesetlerimize, kanlı dilleriyle
Ağıtlar yaktılar
Kaybolan ekim gülücüklerimi,
Sonbahar sesiyle çağırsam gelir mi artık?
Ah vurulası, yok olası töreler
Süpüremedin kapından yalnızlığı
Cansız bedenim, kara alnınızı ak mı etti!…
Çocukluğumdan kalan dünleri,
Ödünç aldım ölüm meleğinden,
Mendilimin ucuna dolan sen kokulu geceden…
Ekmek buğusu sıcaklığındaki hasretinin, kuytularında
Dönüp dönüp sokuldum sinesine hiçliğin….
Hoyratım dağları deler, tutuşturur bendeki seni,
Şafaklar düşmüş alnıma
Kavuşmaya az kaldı yâr…
Bu aşkın adresi dursun sende
Belki geri döneriz
Ve geri veririz birbirimize
Yitirilmiş ne varsa yaşamadığımız.
Ardından ağlayan ezgisiz türkülerim,
Susuşlara prangalı dilim
Ve yanık sevdamız
Öksüz kaldı yâr…..
YIKILSIN EL KAPILARI………..
khyv9a