yazi
Feride Ozbilge
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Makaleler
  4. İÇİMDE KALANLAR…

İÇİMDE KALANLAR…

featured

“Mahallenin Terazisi, Tuhafiye Dükkânının Sevgilisi ve Bir Kız Çocuğunun İçinde Kalanlar”

Bazı evler vardır, duvarları tuğladan değil, adaletten örülmüştür. Bizim ev de öyleydi. Kapısından içeri giren herkes, annemin terazisine denk düşerdi. O, yalnızca bizim annemiz değil, mahallenin ve ilkokulumuzun vicdanıydı. Bir çocuk ağlasa, bir komşu dertlense, herkes soluğu bizim evde alırdı. Çünkü annem, gözleriyle tartar, yüreğiyle ölçerdi.

Mahallede bir haksızlık mı oldu? İki çocuk oyun oynarken mi kavga etti? Öğretmen, öğrencisine mi sert çıktı? İşte o zamanannem devreye girerdi. Bir söz söylese, herkes başını eğer, bir karar verse kimse itiraz etmezdi. Çünkü annemin adaleti, mahallenin vicdanıydı.

Ama o terazinin öbür kefesinde ben vardım…
Ve annem beni öyle sıkı korurdu ki özgürlüğüm, kendi içime saklanmak zorunda kalırdı.

“Babamın Dükkânı, Mahallenin Kahkahasıydı”

Babam… Aslında bir erkek terzisiydi ama ne hikmetse tuhafiye dükkânı açmıştı. Mahallenin kadınları bir düğmeye, bir dantel ipine bahane edip babamın dükkânına uğrar, onun tatlı diliyle sohbet edip güvenle geri dönerdi. Bütün çevre köyler mutlaka babama uğradı.

Kimse babamı sadece bir esnaf olarak görmezdi. O, mahallenin neşesiydi. Konuşurken halleşirken bile kimseyi kırmaz, en sert gerçeği bile incitmeden anlatırdı. Dükkânına giren çocuk, cebinde bir mendille çıkardı; düğme almaya gelen kadın, iki çift nasihatla dönerdi.

Ve ben, vitrinin arkasında duran küçük bir kız olarak, babamın insanların kalbini nasıl tamir ettiğini izlerdim.

“Dedemin Odası”

Dedemin bir odası vardı ilkokulda. O olmadan yütümezdi işler. Sabrı derviş dedem, öyle çok konuşan biri değildi ama bir bakışıyla dört satırlık bir şiir anlatırdı.

Bazen onu okulun bahçesinde izlerdim. Çocuklar koşuştururken o, gözleriyle her şeyi takip ederdi. Sınıfın camına yansıyan yüzü, bir masal anlatıcısı gibi dururdu. Ve ben bilirdim ki o masalların içinde hep bir nasihat gizliydi.

Dedemin odası, benim için okulun en büyülü köşesiydi. Kapısı her zaman aralık, içi ise her zaman kelimelerle doluydu.

“İçimde Kalanlar”

Ben, annemin terazisinde fazla korunmuş, babamın kahkahasında gölgede kalmış, dedemin odasına girip özgürce sorular soramamış bir çocuktum. Mahallenin bütün çocukları avluların, tozlu sokakların tadını çıkarırken, ben annemin kanatlarının altında saklanırdım.

Kardeşlerimle büyüdüm ama bazen içimde bir yalnızlık gezindi. Çünkü bana her şey öğretildi, ama özgürlüğüm hep bir gölge gibi yanı başımda kaldı.

Şimdi dönüp o sokaklara bakıyorum…
Ve içimde kalanları, kelimelere döküyorum.
Belki de şimdi özgürleşiyorum.

İÇİMDE KALANLAR…
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VakaHaber.CoM ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Bizi Takip Edin
KAI ile Haber Hakkında Sohbet