yazi
Feride Ozbilge
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Makaleler
  4. KADERİN DEMİR ÇİÇEĞİ ..

KADERİN DEMİR ÇİÇEĞİ ..

featured

“ANNEM’E “

15 yaşında, henüz baharın ilk çiçekleri açarken,
Sen, bir yuvanın içine adım attın;
Geleneksel duvarların ardında,
Gözlerinde henüz solmamış umutların
Ve yüreğinde kırılgan ama dirençli bir çiçeğin titrek esintisi vardı.

O günler, ince bir rüzgarın savurduğu yapraklar gibi
Hafif, ama aynı zamanda kaderin ağır yükünü taşıyan
Sessiz dualarla örülü bir yaşamın başlangıcıydı.
Sen, küçük yaşında büyük bir dünyaya açılan kapı,
Ailenin kalbine işleyen gizli bir şiir oldun.

38 yaşında, kaderin keskin bir darbesi
Gecenin en karanlık anında,
Bir yıldız sönmüş gibi,
Yalnızlıkla örtülü bir kışın ardından
Senin içindeki sıcaklık,
Gökyüzüne meydan okuyan bir güneşin ilk ışıkları gibi
Yeniden doğdu,
Çünkü kaybetmek, sana yeniden var olmayı öğretti.

Yokluğun soğuk rüzgarları,
Damarlarında akan ince bir nehir misali
Seni sınasa da,
Her damlasında aşkı, azmi ve
Sessiz çığlıklarınla
Bir destanı yazdın;
Her eksik parça, senin içindeki gücün
Daha da belirginleşmesine vesile oldu.

Sen, ailenin sarmaşığı,
Köklerin derinlere inen,
Göğsünde hayatın tüm fırtınalarına
Direnen bir ağaç gibi oldun.
Çocukların senin dallarında büyüdü,
Her biri, senin sevgisinin ve
Göğsünde taşıdığın umudun meyvesiydi.

Geleneksel bir evin sınırlarında
Kendini keşfederken,
Her gün yeniden doğan sabah ışıkları
Ve gecenin suskun, ama umut dolu sessizliği
Senin varlığını,
Bir masalın unutulmaz dizeleri gibi
Yaşattı.
Her yorgun adımında,
Her çatlamış yüzünde
Bir anının izini taşıdın;
Ve bu izler,
Gökkuşağının en parlak renkleriyle
Gökyüzüne yazılmıştı.

Demir gibi güçlendi,
Yokluğun ve eksikliğin İçinde kaybolmadan,
Aile bağlarını örerken,
Her gün biraz daha sağlamlaşan
Bir sütun,
Sonsuzlukta süzülen,
Asla sarsılmayan bir yel değirmeni oldun.
Sanki her darbe,
İçindeki ateşi daha da alevlendiriyordu
Ve sen, her seferinde yeniden doğuyordun
Kendi efsaneni yazarcasına.

Gözlerin,
Zamanın getirdiği acıların ve
Ömrün yükünün sessiz tanıklarıydı.
Her bakışında,
Gözyaşlarıyla sulanmış toprağa
Düşen umut tohumlarını
Ve er geç filizlenen,
Yeniden can bulan bahar çiçeklerini
Görürdüm.
Senin içindeki o derin hüzün,
Bir nehir gibi akıp giderken,
Ailenin yollarını birleştiren
Altın bir köprüye dönüştü.

Her akşam,
Yorgun ellerinde taşıdığın yaşanmışlıklar
Birer inci tanesi gibi
Geceyi süslerken,
Kırık dökük hayallerin içinde
Yıldızların fısıldadığı dualar
Bir melodinin notalarına karışıyordu.
Sen, her darbeden, her eksiklikten
Yeni bir güç örerken,
Gölgenin ardında kalan
Sessiz kahramanlık hikayesine dönüşüyordun.

Kaderin ağır yükünü omuzlarında taşırken,
Her çatlakta, her çizgide
Yaşamın ve sevginin öyküsünü yazdın;
İçinde sakladığın acılar,
Birer yaman rüzgarın savurduğu yaprak misali
Dökülürken,
Kendi varlığının demir çiçeğini
Bir kez daha açığa çıkardın.
Sen,
Yokluğun ve kederin ortasında,
Ailenin bir arada tutulduğu
O kutsal ateşi koruyarak,
Göklerin en parlak umut ışığı oldun.

İşte senin hikayen,
Yaşamın en derin köşelerinde,
Kaderin darbesiyle şekillenen,
Bir annenin,
Demirin,
Çiçeğin,
Ve ebedi bir sevdanın
Öyküsüdür.

KADERİN DEMİR ÇİÇEĞİ ..
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VakaHaber.CoM ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Bizi Takip Edin
KAI ile Haber Hakkında Sohbet