Sevdam, manolya kokulu odanın kapı eşiğinde
Serçe gülüşlü bir aşk, gözlerimde yok oluyor sevgili
Ve yitirilmiş umutlar da, köpürüyor sevdalı öfkem….
Yüreğimin ilk yaz sevinçlerinde
Bir umuttu, düşünü gördüğüm
Bunca karmaşayı çözememişken ruhum
Tükenişin sızısıyla, sessiz yoksulluklarda
En asil yalnızlığın sancısını sarıp
Çözüyorum gizli susmaların dilini..
Ninnili bir rüzgârda, sızılı bir geçmişle
Kör karanlıklar da yaşam düşlerdik, hani
Acımtırak sevdalar kanardı nicedir
Derin sessizliğin bilinmezliğinde
Ve saçlarımda ki mevsimler, umudu kundaklarken
Delirmiş harfler taşıyor şimdi kısır döngülere…
Nedensiz çıplak utanmalar yapışırken eteklerime
Islak kalmış tutkularda yitiyor masallar
Bir entari, terli bir fanila,
Ve sırtımdaki onlarca özlemle
Ayrılıkları doğuruyor acılar
Ölümsüz düşlerin küskünlüğünde
Kırlangıçların konuşkan sevdalarıyla
Dudaklarımda sabahlıyor kelimeler….
Akşam üstü rüzgarları çalıyor kapısını yalnızlığımın
Kanatlarına sokulmuş hüznün, kaygılı düşü ile
Baygın sözcükler türetiyor anıların koynunda
Mektuplar yazıyor hayali kâğıtlara
Kavuşmak turundaki doğmamış onca sabahlara
Hasretin kanatlarıyla, içli bir şarkı mırıldanırken düşlerimde….
Şimdi, uzak mutluluklar takılıyor mor bakışlı dağlara
Yüreğimin ikliminde yetişiyor yaz artığı bir umut
Yüzyıllık sevdasında buluyorum
Sessizlik bildirisine esir yüreğimi
Artık, pas tutmuş firari sulara yok direncim
Aşkın felsefesinden kıyametler geçiyor,
Üzgünüm…..