Ağulu acılar çektiğim,nice günleri tüketti,öğüttü bu gönül…Sevginin,azalıp çoğaldığı,kederlerle yoğrulduğum,onursuzluğun cirit attığı zamanlarda;kor içindeki demir gibi,zamanın örslerine bıraktım bedenimi,ruhumu,özlemlerimi,umutlarımı,geçmişimi geleceğimi,herşeyimi…Bazen,sert darbelerle,bazen yumuşak dokunuşlarla şekillendim….Acımasızdı zaman,ya da hayattı acımasız olan…Dörtnala üzerime gelen katilimdi,cinayetlerini işlemekteydi;hayat ve zaman…Kaç kere ölüp ölüp dirildim,hayatın binlerce karesinde,matemlere sarıldığım kara gecelerimde,unuttum… Mabedimde,küllerimden silkinip,bembeyaz bir küheylan gibi şahlanıp,dirilişimde,hayatı ve ölümü yeniden öğreten yüz karası,sırnaşık,dilenci,iki yüzlü,çıkarcı zaman dilimleriyle yüzyüze geldim…
Bu hayatta,varolmak kadar,yok olmanın,kazanmak ve yitirmenin de ne olduğunu öğrendim..Kendi hayatımızın,insan bellediklerimizin hayatlarından çıkartılmayı ve onları çıkartıp,apandist gibi atmayı;dilleriyle,gönülleriyle öldürüldüğümüzü,onca güzel, onurlu, kadirşinas, kıymetli sandığım o dost zaman dilimlerinde,kaş göz işaretlerinin vefasızlığında, eriyip,kaybolmayı öğretti,bana zaman…
Kepaze bencillikleri,nereden geldiklerini unutturan embesil,vurdumduymaz cahillikleri;sinsi bir dedektif gibi,başka hayatlara sızıp,her duyduklarını,aymazlıkla deşifre etmeleri, başkalarının kederlerini,ayak ayak üzerine atıp,geçici maskeleriyle,o anın tadını çıkartarak, dinleyerek dinlenmeleri,insan olmanın erdemlerini unutup,dünya malına adanıp tapmaları karşısında,ihanetlerinin acımasızlığını öğretti,bana zaman…
Yaratanım,,bir anlığına eğilip,usulca üfleyerek,hafızamı silseydi ve yaşanmış herşeyi unutarak,bir yabancı gibi yeniden karışsaydım aralarına ne olurdu…keşke birbirimize aldırmadan geçseydik yanyana…Yaşadıklarımı bir daha hiç yaşamasaydım.Cevabını bilemediğim sorularıma,cevap bulabilseydim…Bana dost gibi görünen,yapay maskelerin arkasındaki ucubelerin,insanın içini ürperten,üşüten soğukluklarını,keşke o zaman dilimlerinde hissedebilseydim..!
Gerçek hayatın, soğukluğundan ve yalnızlığından kurtulup ,sanal bir dünyanın, meçhul kalabalığına ve anlık hazlarına bıraksaydım kendimi…Şimdi, ne gerçekteyim, ne de sanal alemdeyim. .Kalabalıklar arasında elif gibi yapayalnızım…Ey hayat, sana inat, her ölüşümün ardından, kendi mabedimde ,küllerimden silkinip, dirilmekteyim…