Yalçın AKBULUT

ARTIK DUR DEMEK GEREKMİYOR MU?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Eğitimci gözüyle bakıyorum insanlar bu oyunu binlerce yıldır gürültücü çocuklar gibi kargaşa yaratarak oynamaktadırlar. İlişkiler ihtiyaç ve kontrol arzusuna göre şekillenmiş, başarı kavramı maddi kazanımlar ve mal varlıklarıyla tanımlanmıştır.

Yönetilmek için insanları seçmişiz ama ne yazık ki seçilenler aslını unutarak hükümranlık kurmaya başlamışlar. Şu anda ülkemizde bir seçim var dikkatle izliyorum halkın yararına olacak olaylarda hep kaçıyorlar kör döğüşü devam ediyor.

Bu da içimizi acıtıyor acı çektiğimiz bir gerçek  kaygan bir zeminde duruşumuzun yanı sıra, insan varlığı olarak en temel ihtiyaçlarımızın karşılığını bulamayışından kaynaklanmıyor mu?

Acı çektiğimiz bir gerçek  kendi var oluşumuzu gerçekleştirememekten, tüm varlığımızla çiçek açacak uygun toprağı bulamayışımızdan. Kalplerimizi koşulsuz ve parlak bir sevgi ile dolduramayışımızdan, Zihnimizi, ayaklarımızı yere sağlam bastıracak zamansız gerçekler yerine, korku, güvensizlik, değersizlik temelli yanlış fikirlere kapıldığımızdan acı çekiyoruz, içimizde tıka basa doldurduğumuz muhatabına ulaşamadığımız sorulardan olması gerektiği gibi.

Siyasiler hayatın rutin gereklilikleri acımızın üzerini örtmemiz, yüzleşmekten kaçınmamız için kendimizi ikna ettiğimiz bahaneler sunuyor bize oysa ki yaşam bu değil ki.

En dipte, kendimizle baş başa kaldığımız minicik devasa anlarda biliyoruz; tüm sıraladığımız “gerçekçi, önemli, sağlam” nedenlerimizin kendimizden kaçışın ve korkumuzun kılıfı olduğunu.

Kendimize ördüğümüz kişisel acılarımızdan oluşan parmaklıklardan kaçış, hem bir yol haritası, hem cesaret, hem güç istediğinden; genel kabul görmüş “her şey yolundaymış” giysimizi dikkatle giyinip, tüm acımızı, korkumuzu, sevgisizliğimizi, güvensizliğimizi, bize acı veren tüm yanlış önermelerimizi kabuğumuzun altına özenle saklayıp, adım atıyoruz bir güne daha. 

Nedense bir türlü kendimizle yüzleşmekten korkuyoruz, irademizi elimize almamız ve iç özgürlüğümüzü açığa çıkarmamız için kaçamayacağımız bir noktaya ustalıkla koyarak ve kişisel dönüşümümüzü gerçekleştirmek üzere sayısız fırsatlar elinde her köşede bekliyor bizi hayat o zaman neden buna karşı çıkma cesaretini göremiyoruz.

Yaşadığımız yaşantı içerisin de bizi yönetenleri de hayatımızdan çıkararak onları yerlerinden etmek için irademizi artık koymamız gerekmiyor mu. Siyaseti meslek haline getirenlerin önünü kesmemiz gerekmiyor mu?

ARTIK DUR DEMEK GEREKMİYOR MU?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

VakaHaber.CoM ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin