yazi yazi
Feride Ozbilge
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Makaleler
  4. BAŞINIZI ÖNÜNÜZE EĞİN… BEYEFENDİ.

BAŞINIZI ÖNÜNÜZE EĞİN… BEYEFENDİ.

featured

“Sadakat, aşkın gölgesi değil, omurgasıdır.”

Ben senin gözlerine değil, niyetine baktım.
İçinde başka bir kadının adıyla uyanıp bana “günaydın” dediğinde,
yutkundum.
Ve sen hâlâ diyorsun ki:
“Neden beni istemiyorsun?”

Oysa cevabım, çoktan alnına kazınmıştı:
Ben, başka bir kadına söz vermiş bir adamla hayal kurmam.
Sana değil, vicdanına güvensen…
Belki sen de benden vazgeçerdin.

Sen, eşine “seviyorum” deyip bana “özledim” yazansın.
Ona çay götürüp, bana şiir okuyan…
Çocuklarının başını okşayıp, benim kalbimde de yer açmaya çalışan…
Ve hâlâ utanmadan diyorsun ki:
“Ben kimseyi üzmek istemem.”
Oysa en çok kendini kandırıyorsun.

Bir kadının “istemiyorum” deyişini
ancak onuru elden gitmemiş bir adam anlar.
Ama sen hâlâ, ısrarı, inadı ve sabrı aşk sanıyorsun.
Oysa senin sabrın,
benim sınırlarımı ihlal etmekten ibaret.

Sana kırgın değilim.
Ama bir gün biri,
senin sevdiğin kadının gözlerine arsızca baktığında,
ne demek istediğimi anlayacaksın.
İşte o zaman,
utanacaksın.

Sen hiç…
Gece yatağında, yanında yatan kadına dönüp
başka bir kadını hayal ettiğin için
utanmadın mı?
İşte orada başlıyor senin vicdan zaafın.

Eşin hâlâ evde sana “çay içer misin?” derken,
sen başka bir kadına “gözlerin demlik gibi, içim ısındı” yazıyorsun.
Ben ise,
tam burada susmuyorum artık.
Çünkü bu kadın,
yalnızca kendini değil,
tüm kadınların hakkını savunuyor.

Sen hiç düşündün mü,
bir kadının yıllarını verdiği bir adama güvenip,
aynı adamın bir başkasına “bir şans ver” demesini
kadın neresiyle duyar?

Empati istiyorsun ya,
al sana empati:

Senin karının yerinde olsam,
kalbimin çatısından düşerdi güven.
Evinde nefes alsam,
her nefesimde başka bir kadının parfümünü solurdum.
Çünkü sen,
huzurun olduğu evde, başka hayaller kuruyorsun.

Sen bir kadın olsaydın…
Geceleri çocuklarını uyutup,
yastığa başını koyduğunda,
“Acaba kocam bugün yine başka bir kadına iltifat etti mi?”
diye ağlardın.
Ve bil ki,
bir kadının gözyaşını alnından öpmeden kurutamazsın!

Ben sana ne aşk oldum,
ne de macera…
Ben sadece sana,
ne kadar eksik bir adam olduğunu fark ettirecek bir aynaydım.
Ve sen o aynaya baktığında
gözlerini kaçırdın.

“Nasılsın?”
Bazı adamlar bu kelimeyi,
evli olduklarını unutarak sorar.
Güya nezaket…
Oysa içinde o kadar çok arsızlık, cüret ve zaaf saklıdır ki…
Kadın istemez, gerek duymaz, cevap vermez…
Ama o yine dener.
İşte burada başlar asıl hikâye:
Kadınların susarak bile kendilerini savunmak zorunda kaldığı yer.

Bazen bir adam, “eşimi seviyorum” der,
ama gözleri başka bir kalbin kapısını zorlar.
Bazen bir kadının “hayır”ındaki kararlılığı görmezden gelir,
çünkü onun suskunluğunu umut sanır.
Ama bilmez:
Kadınlar bazen merhametle değil, tiksintiyle susar.

Senin karşında,
ne cilveli bir kadın duruyor
ne de ilgiye muhtaç biri.
Senin karşında,
aşka sadakatle inanan,
yuvasının duvarlarını sözle değil emekle ören,
yıllardır aynı sofraya aş, aynı yastığa düş yoran bir kadın var.

Senin gibi düşünenler çoğaldıkça,
sadakat değersizleşiyor,
güven pamuk ipliğine dönüşüyor.
Ve unutma:
Bir kadının hayatında
tek bir bakış, tek bir söz,
yılların emeğini yerle bir edebilir.

Bu yüzden,
bir kadına “nasılsın?” demeden önce,
kimin kalbini zorluyorsun,
hangi ahı sırtına alıyorsun,
neye cesaret ediyorsun,
bir düşün.

Ve bil ki:

Ben seni affetmedim,
çünkü sen beni hiç suçlu saymadın.
Ama ben,
senin bir başka kadına verdiğin hayale bile
kendimi harcamadım.

BAŞINIZI ÖNÜNÜZE EĞİN… BEYEFENDİ.
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VakaHaber.CoM ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Bizi Takip Edin
KAI ile Haber Hakkında Sohbet