Doğal ( fizyolojik) doğum, tıbbi bir gerekçe olmadığı sürece; kendiliğinden başlayan, mümkün olduğunca müdahale edilmeden gerçekleşen, annenin doğal kasılmaları beklenerek takip edilen, bebeklerin doğar doğmaz anne kucağı ile buluştuğu doğum olarak tanımlanıyor.
Anneliğe adım atılan bu özel anda, kadınlar yeni bir deneyim olan doğum eylemini gerçekleştirdiklerinde kaygı ve endişe durumu ortaya çıkabiliyor veya zaten var olan bu tarz duygular artabiliyor. Doğal (fizyolojik) doğumu diğer doğum şekillerinden ayrı tutan bazı önemli noktalar bu süreçte anne adayının daha konforlu bir doğum süreci geçirmesini sağlıyor. Memorial Dicle Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümünden Op. Dr. Selin Bilgin Kadıoğlu, doğal ( fizyolojik) doğum ve merak edilenleri hakkında bilgi paylaştı.
Anne adayının başrolde olduğu bir ekip işi
Doğal doğum felsefesinin amaçları şöyle sıralanabilir: Ailelere huzurlu ve mahrem bir alan oluşturmak, ailelerin sağlık hizmeti sunucuları ve doğum destekçileri ile önceden tanışmalarını sağlamak, ve aralarında karşılıklı güven ilişkisinin bulunması gerektiğini telkin etmek. Ailelerin doğum süreciyle ilgili önceden eğitim almaları ve bilinçlenmeleri, varsa gebenin geçmişten getirdiği korkularının giderilmesi, doğum anında doğuma yeterli zamanın tanınması, doğum eyleminin vücudun doğal hormonlar etkisi altında gerçekleşmesi, gebenin doğum eylemi süresince serbest hareket edebilmesi, istediği aktif pozisyonlarda doğumunu gerçekleştirebilmesi, gebeye fiziksel ve duygusal desteğin sürekli olarak verilmesi, doğum sonrası tentene temas emzirme ve anne baba bağının güçlenmesi için gereken yeterli sürenin ailelere verilmesidir. Doğal doğum, bir ekip çalışmasıdır. Bu ekipte anne başroldedir. Doğal doğumu destekleyen bir doğum doktoru ve doğum ebesinin yanı sıra doğum psikoloğu ve doula da bu ekipte bulunabilmektedir.
Anne ile bebek arasında bağı güçlendirir
Doğumunu kendi doğal hormonları etkisi altında doğal doğum felsefesine uygun olarak gerçekleştiren ailelerin bebeği ile kuracağı bağ güçlü olmaktadır. Tıbbi gerekçeler nedeni ile gerçekleştirilen sezaryen doğumlarında da, aynı ilkelere bağlı kalınarak anne bebek dostu sezaryen uygulamaları ile ailelere tatminkar ve coşkulu doğum deneyimi için fırsat sunulmaktadır. Doğumun fiziksel ve psikolojik olarak bırakabileceği olumsuz deneyimlemeler azaltılır hatta tamamen ortadan kaldırılması hedeflenir, annenin kendisine ve hayattaki rolüne olan güveni artar, anne başarma hissini yaşar, babalar sürece dahil oldukları için daha tatminkar bir deneyim yaşar böylece aileler doğum anının coşkusunu sınırsızca deneyimlemiş olurlar. Doğum sonrası depresyon oranları azaltılmış olur. Doğal doğumun gerçekleşmesi için Dünya Sağlık Örgütü (WHO) kanıta dayalı önerilerde bulunmuştur, Bu öneriler;
1. Doğum kendiliğinden başlamalıdır.
3. Doğum yapan kadınlara duygusal ve fiziksel destek verilmelidir.
4. Doğum boyunca rutin müdahalelerden kaçınılmalıdır.
5. Doğumda doğal ve aktif ıkınma teknikleri tercih edilmelidir.
6. Doğumdan sonra anne ve bebeği bir arada tutulmalıdır ve emzirme için limitsiz imkan tanınmalıdır.
Doğal bir doğum deneyimi imkanı sunar
Ailelerin kendi doğumları ile ilgili süreçte yapılacak tercihlere ve alınacak kararlara aktif katılabilmeleri önemlidir. Doğumla ilgili yeterli bilgi ve bilinç düzeyleri olmayan aileler, gebelik sürecinde ve doğum anında alınacak dinamik kararlara yeterince katılamayabilir. Doğal ve keyifli bir doğum deneyimi yaşamak isteyen aileler doğum öncesi eğitim programlarına katılarak istedikleri doğum deneyimini yaşamak için tercihlerini ortaya koyma fırsatı bulurlar. Doğumla ilgili istek ve beklentilerini belirlerler ve bu beklentilerini doğal doğum ekibiyle paylaşabileceklerini öğrenirler. Böylece doğum tercihleri ile ilgili bu talepler doğum öncesinde aile tarafından belirlenmiş ve sağlık ekibine iletilmiş olur. Ekip birbirinin talep ve isteklerini doğum eylemi başlamadan önce öğrenmiş olur. Ayrıca bu eğitim sayesinde doğum esnasında dinamik süreçlerde alınacak kararlara aileler aktif olarak katılım imkanı bulur. Kendi doğumunun yönetiminde aktif rol alma fırsatı sunulur. Böylece aileler fiziksel, zihinsel ve psikolojik olarak doğuma hazırlıklı hisseder, kendi tercihlerini yaşadığı için daha tatminkar ve daha coşkulu bir doğum deneyimlemiş olur. Lohusalık ve ebeveynlik yolculuğunda daha güçlü aile içi bağlara sahip olurlar.